AKILTOPU Creative için Antalya’da en üst seviyede teknoloji kullanarak projelendirdiğim, prodüksiyon işleri (fotoğraf, video) için tasarlanan mekanımızın içerisinde neler kullanıyoruz, nasıl bir ortam var merak ettiniz mi? İşte cevapları;
Her şey mekanın rölevesini alıp kağıt üzerinde hayaller kurmamızla başladı. Bu projede prodüksiyon işleri için boş alanın ve tavan yüksekliğinin maksimum olması gerekliliği vardı. Bunun için en önce yerdeki şapın kırılması ve ince bir tabaka şap atılması işi, tavanda ise mekan yüksekliğini düşürmeden alçıpan ile tavan yapma gerekliliği gözümüzü korkutuyordu. Alçıpan ile tavan yapmanın asıl sebebi ise ortam ışıklandırmasını homojen yapabilmek ve sıva altı LED kullanabilmekti. LED aydınlatmayı seçme sebebim ise düşük enerji ile yüksek ışık akısı oluşturabilmemizdi. Stüdyonun tüm ışıkları açıldığında normal ışıklandırma kullansaydık 3000 Watt çekecekti. Fakat bu sistem 250 Watt ile 3000 Watt ışık akısına erişebiliyor.
Bir binanın altyapısı ne kadar iyi olursa üzerine eklemeler yapmanın o kadar kolay ve sorunsuz olduğunu bildiğimiz için stüdyonun elektrik tesisatı tamamen yeniden yapıldı. Elektrik tesisatı yapılırken yumuşak kablolar çekildi. Olabildiğince fazla alana priz, data kabloları çekildi. LED ışıkların dim edilebilir olanları seçilip her ışığın şiddetinin istenilen şekilde ayarlanabilmesi sağlandı. Tesisatın kalbi olan elektrik panosunda Schneider marka ürünler kullanıldı ve sistem kaçak akım rölesine bağlanarak güvenlik sağlandı. Stüdyonun bütün ışıkları tek bir anahtardan istenirse kapatılıp açılması sağlanarak her ışığı stüdyodan çıkışta kapatmak için uğraşılması önlendi. Prizlerde, anahtarlarda, ses çıkışlarında ve network çıkışlarında Schneider Sedna serisi kasalar kullanıldı. Bu kasaların en önemli özelliği piyasadaki en ince kasa tipi olmaları ki bu da stüdyoya ayrı bir estetik kattı.
Stüdyoyu 2 farklı alana bölmemiz ve bir bölümü beyaz diğer bölümü siyah yapmamız özellikle fotoğraf çekimlerinde bize kolaylık sağlayacaktı ve ışığı kontrol altına almakta zorlanmayacaktık. Cyclorama Wall denilen sistemi kullanarak duvarları perde olmadan sonsuz fon olarak kullanabilmemizi sağladık. Aslında bunu yapmak kolay olmadı. Antalya’da ustaların, yaptığımız çizimleri anlayıp bunu uygulayabilmeleri oldukça zor oldu. Cyclorama Wall kullandığımız için yerlerin derzsiz bir şekilde tek parça halinde devam etmesi gerekiyordu. Bu yüzden yerlerde fayans, lamine gibi malzemeler yerine epoksi kullandık ve gerçekten stüdyoda en fazla sorunu bu malzemeyi uygularken yaşadık. İyi bir işçilik isteyen bu malzeme maalesef Antalya’da sözde profesyoneller tarafından bilinçsizce uygulanmakta ve kalitesiz bir şekilde yapılmaktadır. Bu süreçte bu işi yapabilen düzgün bir şirket bulamadığımız için stüdyonun bitiş tarihi oldukça uzadı.
Mekanın havalandırması için özel bir fan sistemi yaptık. İçerideki tüm hava 2,5 saatte bir tamamen yenilenebiliyor. Stüdyoda sesin yankı sorununu çözmek için akustik süngerler kullandık. Tasarımları piyasada satılan diğer süngerlere göre daha iyi olan ve istenirse sünger arasından kablo geçmesine müsaade eden tarzda ithal süngerler seçtik. Bunun dışında benim çekmiş olduğum bazı fotoğrafları kanvas tabloya uygulayarak duvarlara astık. Bu işlem akustiği oldukça düzeltti. Stüdyonun alarm sisteminde uzunca bir araştırma sonucu Tepe Güvenlik’te karar kıldık. Sistemi satın alarak stüdyoya ait olması ve merkezine bağlanması konusunda oldukça kaliteli hizmetler sunmaları sebebiyle seçimimizin doğru olduğuna inanıyoruz. Stüdyoda klima sistemi olarak tasarım ödülü almış Daikin Emura serisi bir model kullanıyoruz. Stüdyoda yerden ısıtma sistemi olarak elektrikli bir sistem tercih ettik. Yeni şap atılmadan önce yerlere döşenen bu sistem istenildiği takdirde yerleri daha önce belirtilen saatler arasında ısıtarak konfor sağlıyor.
Stüdyonun internet bağlantısını Superonline fiber ile sağlıyoruz. Misafirler için ayrı bir Access Point üzerinden iç ağa bağlanmadan internete çıkmalarını sağlıyoruz. Stüdyodaki bütün makinalar birbirleriyle hem Wİ-Fİ hem de kablo ile bağlı. Yüksek boyuttaki dosya transferleri için Linksys modemin 1000Mbit’lik switchlerini kullanıyoruz. Bu sayede ağ içindeki hızımız neredeyse sistemin içindeki sabit disk hızlarında oluyor. Yaptığımız işlerin yanlışlıkla silinmesi ya da sistemlerin bozulması durumuyla yok olmasını engellemek, her makinanın gerekli dosyalara anında erişmesini sağlamak, istenildiği takdirde stüdyo dışından gerekli dosyalara ulaşımını sağlamak için NAS (Network Area Storage) sistemini kurduk. Bu sayede kullanılan her bilgisayarın yedeği ve bütün dosyalar toplam 6 TB’lik Western Digital Red serisi disklere yedekleniyor. Bunlar RAID standartlarında çalışmakta ve bütün bu bilgiler her ihtimale karşı bir de external diske yedeklenmektedir. Hep stüdyo içinde çalışmadığımız için stüdyodaki her makinaya 256bit şifreli bir şekilde dışarıdan erişim gerçekleştirebiliyoruz. Başka bir makinadan çalıştığımız sistemlerin ekranlarını görerek çalışmaya devam edebiliyoruz. Philips Living Colors renkli LED’lerini ağ sistemine dahil ederek de ortamın ışıklandırma rengini isteğimize göre ayarlayabiliyoruz.
Can AKILTOPU / AKILTOPU CREATIVE