
Bölüm 3 – Akdeniz ve genel olarak Anadolu’da reklam sektörünün gelişmesi, bu bölgelerde yer alan tüm şirketler ve markaların geleceğinin garantisidir.
Ülkenin turizm girdisinden bölgemize ve bu bölgenin amiral gemisi olan Antalya’ya aktarılan muazzam kaynağın eser sayılabilecek bir bölümü ile, turizm sektörünün içinde bulunduğu pazar ve rekabet şartlarına özel olarak, uzmanlaşmış hizmet veren bir reklam sektörü kısa sürede yaratılabilir.
Buna rağmen eski ve klişe pazarlama teknikleri ile var olmaya çalışmak, yada İstanbul’dan esen rüzgara kapılıp, inatla bölgenin dışında çözüm ortağı aramak rasyonel ve karlı olmaktan epeyce uzaktır. Hepimiz gayet iyi biliriz ki, taşıma suyla değirmen dönmez. Dönecek olsaydı, son on yılda Antalya yüzlerce marka çıkarmış olurdu değil mi?
Dolayısıyla, bölgemizin en önemli, fakat ne yazık ki en az dikkat edilen ihtiyaçlarından birisi, ulusal ve küresel arenada güçlü markalar yaratabilme yeteneğinden yoksun oluşudur. Bunun en önemli sebebi ise, Akdeniz bölgesinde varlık gösterebilen, güçlü bir reklam sektörünün bulunmayışıdır. Yerel reklam sektörü yeterince güçlü değildir, çünkü İstanbul dışında faaliyet yürüten markaların büyük bir kısmı, yerel ajanslara kaynak sağlamak ve sektörün gelişimini tetikleyecek ortamı oluşturmak konusunda tereddüt içindedir.
Ancak turizm ve lüks tüketim, doğası gereği kendi kuralları ve ritüelleri olan, iletişimi ise ancak bu kural ve ritüeller konusunda uzmanlaşmış profesyonel reklamcılar tarafından yürütülebilecek bir iştir. Diğer sektörlerde büyümekte olan markalara hizmet veren ajansların, turizm ve lüks tüketim sektörlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, ancak “burada olmaları” ve “bu alanda uzmanlaşmaları” halinde mümkündür. Unutmayın, bir reklamcı ancak bildiği kadarını yansıtabilir.
Ülkemizdeki parlak reklamcıları Akdeniz ve Anadolu bölgelerine çekebilmek ise, bu bölgelerde faaliyet gösteren markaların sorumluluğundadır. Reklamcıların markanız için yapabileceklerini sakın hafife almayın. Çünkü hukuk, satış ve finans sağ kolunuzun gücünü, reklam ve pazarlama ise sol kolunuzun gücünü temsil eder. Sağ kol rakibinizi yorarken, güçlü bir sol kroşe genellikle müsabakanın sonucunu belirler. Kısacası reklam önemlidir ve dev yatırımlar ile kurulan birbirinden büyük işletmelerin cazibesini, henüz ziyaret etmemiş olan hedef kitleye aktarabilmek için elimizdeki yegane enstrümandır.
Bu yüzden cesur olun, markanız için sizi önemseyen, vizyonunuza inanan ve varlığını sizin varlığınızla ilişkilendiren bir reklam ajansı seçin. Seçin ki, Anadolu’nun kaplanları, büyük kentin aslanlarının sofrasında, günde üç öğün sebze tüketmek zorunda kalmasın.
Lütfen unutmayın, Anadolu markaları için büyük kentin ajanslarından hizmet almak, fastfood zincirinde, bankonun önünde dikilip, restoran sahibinden servis beklemeye benzer. Çünkü, işin tabiatı gereği bu şirketler, çok sayıda müşteriye aynı anda hizmet vermeye çalışan birer hızlı üretim/tüketim merkezidir ve sadece en önemli, öncelikli müşterileri için kayda değer sonuçlar üretebilirler.
Ayrıca servisi kim yaparsa yapsın önünüze gelecek olan ürün, o restoranın üretim politikası doğrultusunda hazırlanmış standart bir üründür. Siz, markalaşma adına kullanabileceğiniz bütçeyi ünlü bir fastfood zincirinin sahibinden hizmet almak ümidiyle riske etmeye hazır mısınız? Öyleyse ne ala!
Değilseniz size daha tanıdık bir mönü önereyim, À la carte!
Farklarımızı buluşturmak ümidiyle,